Ruhsal Hastalık Denilince Ne Anlıyoruz
Ruhsal hastalık denilince, insanın duygu, düşünce ve
davranışlarında olağan dışı sapmaların ve aykırılıkların
bulunmasını anlıyoruz.
Ruhsa hastalık belirtileri rahatsız edici, acı
verici, kişiyi ve çevresini mutsuz eden türden belirtilerdir.
Kişinin uyumunu bozar, ilişkilerini sarsar, çalışmasını
ve hertürlü sosyal faaliyetlerini olumsuz yönde etkiler.
NEVROZLAR
BEŞ ÇEŞİT NEVROZ VARDIR
1-BUNALTI
NEVROZU
Bunaltı nevrozu sürekli olabildiği gibi, yoğun biçimde
nöbet şeklinde de gelebilir. Bunaltı nöbeti geçiren bir kimse genellikle belirsiz bir korku içindedir. İçi daralır, sık sık solur, soğuk
soğuk terler döker ve göğsü sıkışır, boğazında sanki lokma kalmış
gibi bir tıkanma duyar, çarpıntısı vardır.
Çocuklukta yaşanan bunaltının en önemli
nedenlerinden biri ana-babadan ayrılma veya ana-babayı yitirme
durumlarıdır.
2-FOBİK
NEVROZ
Saçma, abartılmış ve gerçeğe uymayan korkulara
fobi adı verilir. Korku, benliğin sağlıklı bir tepkisidir.
Kişiyi tehlikelere karşı uyarır, önlem almasını ve kendisini koruma
yolları aramasını sağlar. Fobisi olan kişi, kendisini tehlikeye
sokmayan durum ve nesneler karşısında dahi yersiz korkuya ve paniğe kapılır.
Örneğin köpekten korkan bir kimse bir yavru köpek yanından geçse bile,
dizinin bağı çözülebilir. Dokunmak ya da kucağına almak durumunda ise
paniğe kapılması kaçınılmazdır.
3-HİSTERİK
NEVROZ
Hasta, hiçbir organik bozukluğu olmadığı halde
birden bacaklarının tutmadığından, ellerini kollarını
oynatamadığından yakınır. Sanki birden felç olmuş gibidir.
Ancak sinirlerde ve kaslarda bir bozukluk yoktur. Sadece öyle olduğunu zanneder. Örneğin gündüz
kolunu-bacağını oynatamayan hasta, uykudayken serbestçe oynattığı gözlemlenmiştir.
4-OBSESİF-KOMPULSİF
NEVROZ
Kişi, düşüncesinin saçma olduğunu bilir. Ama
bunaltı çekmekten kendini alıkoyamaz. Aklından kovmaya çalışır
ama başaramaz. Örneğin, bir anne yeni doğan çocuğu ile ilgili
olarak aklından geçen ‘Ya çocuğumu boğarsam. Ya cinnet geçirip çocuğumu öldürürsem, veya elimdeki
bıçağı çocuğuma saplarsam’ gibi düşünceden çok büyük
sıkıntı duyar.
5-DEPRESİF
NEVROZ(depresyon)
Depresyon, genel bir çöküntü durumudur. Depresyona
giren bir kişi genellikle yaşama sevincini yitirir. Sürekli kederli, üzgün,
isteksiz ve yorgundur. Günlük işler ona büyük bir külfet gibi
gelir. Hayattan zevk almaz, yaptığı işten tat almaz. Gülmeyi unutmuş gibidir. Canı
konuşmak istemez.
Psikozlar
ŞİZOFRENİ
Şizofreni, genç yaşlarda başlayan duygu, düşünce
ve davranışlardaki ağır bozukluklara denir. Genellikle kişinin
ruhsal dengesini ve uyumunu bozan bir psikozdur. Normalde ergenlik
çağı ile 45 yaş arasında ortaya çıkar. En yaygın psikoz
türü budur. Hastaneye başvuranların % 20’sini oluşturur.
MANİK-DEPRESİF
PSİKOZ
Hasta, depresyona girdiği zaman, tam bir çöküntü
içinde görünür. Yemez-içmez, uyumaz; insanlardan kaçar. Her zaman yalnız kalmak ister.Hayatından bezmiş,
üzgün ve kederlidir. Çalışma gücünü yitirmiştir. Hasta,
suçluluk duygusu çeker. Öyle ki örnek vermek gerekirse, hasta ikinci Dünya Savaşı’nın
kendi yüzünden çıktığını söyleyecek kadar gerçeklikten
kopabilir.
Ruhsal
Tedavi
Ruhsal tedavi (Psikoterapi) ruhsal bozuklukları konuşma
yoluyla düzeltmeyi ve iyileştirmeyi amaçlayan tedavi biçimidir.
En yoğun tedavi biçimi Psikanaliz’dir. Bu tedavide hasta divana
uzanarak değil, hekimle yüzyüze konuşarak tedavi edilir.
Hastanın beklentileriyle hekimin amaçları çelişiyor ise
tedavi süreci verimli olmaz. İyi bir arkadaşla dertleşme,
sorunlarını paylaşma ve dayanışma bir ölçüde ruhsal
tedavidir. Hekimin hastasını tanımasından daha önemlisi, hastanın
kendi kendini tanımasıdır. Hastanın yardım almaya istekli ve
işbirliğine yatkın olması, tedaviye cevap vermek istemesi ruhsal tedavide ön koşuldur.
Hekimlikte hastanın isteğine karşın tedavi uygulanamaz.
Gençlerle ruhsal tedavi sürdürülürken,
ana-babalarla düzenli ya da belli aralıklarla görüşmeler yapmak
gerekir. Genç, ana-babası arasında kalırsa, tedavinin etkisi
olmaz. Örneğin tutucu bir aileden gelen bir genci, daha bağımsız
davranmaya yöneltmek, gençle ana-babanın daha çok çatışmasına
yol açar. Böyle bir durumda tedavi başarılı olmaz ve son bulur.
(Yazı dizimiz burada bitti,bir nebze faydalı olabildiysek ne mutlu bize...)
(Yazı dizimiz burada bitti,bir nebze faydalı olabildiysek ne mutlu bize...)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder