13 Haziran 2013 Perşembe

GENÇLİK VE RUHSAL SORUNLAR--2-- ''Yazı Dizisi''


              
             
Gençlikte Benlik

Ben, benlik, kişilik çoğunlukla eş anlamlı olarak kullanılan birbirine yakın kavramlardır. Kişiyi kişi yapan, başkalarından ayıran duygu, tutum ve davranışların tümünü birden  anlatır. Her insanın ulaşmak istediği bir benlik vardır. Kişi özlediği, kendine yakıştırdığı bu ideal benlik kavramını geliştirmek için uğraşır. İdeal bene yaklaştıkça mutlu olur. Kimi zaman ideal ben, bir düş, bir özlem olarak kalır. İdeal benliğe ulaşamazsa, kişi mutsuz ve agresif olur. İdeal benliğin gerçek dışı olduğu durumlarda ise kişi bunalıma düşer. İdeal bene yaklaştıkça kendini mutlu hisseder. Kendi kendinden beklentisi çok yüksek olan kişi, genellikle bilinçdışı dürtülerin ve tutkuların buyruğundan çıkmayan kişidir.

Gençlikte Kimlik Karmaşası

Kimlik karmaşasına giren gençler, kendilerine belli bir yön veremeyen bir yerde kök salamayan gençlerdir. ERİKSON (1968) kimlik karmaşasını yaşayan genci şöyle tanımlar:

İnsanlara yaklaşma ve sıkı ilişkiler kurmada sosyal faaliyetlerde başarısızlık gösterir ve bunun sonucu olarak yalnızlık çeker. Uygun olmayan rastgele kişilerle arkadaşlık etmeye başlar. Genellikle çalışamama, kendini bir işe verememe ve dikkatini toplama güçlüğü belirgin olarak ortaya çıkar. Yarışmadan ve hertürlü sosyal faaliyetlerden kaçar ve yeteneklerine uymayan işlerde kendini tüketir. Hiçbir zaman öne çıkmak istemez. Ailenin ve toplumun onaylamadığı rollere girer. Ters ya da olumsuz kimliğe bürünür.

     Kimlik karmaşasından kurtulmak için gençler değişik yollara başvururlar. Dış ülkelere göçüp yerleşerek, başka yerlere taşınarak, uyruk değiştirerek veya din değiştirerek kendilerine yeni bir kimlik edinmeye  çalışırlar.

   Toplum içinde bir yer edinemeyen, kök salamayan ve geleceğinden de umudu kesilen genç, topluma sırt çevirip küsebilir. Çocukluğundaki kötü örneklere dönüş yapar. ''Madem ben sizin istediğiniz gibi olamıyorum, öyleyse istemediğiniz gibi olacağım'' der. Sınıfını, dinini, uyruğunu, ülkesini, yetiştiği ortamın tüm değer yargılarını yadsıyabilir.

Kimi genç de, topluma sırt çevirmek yerine toplum için daha tehlikeli olacak şekilde meydan okuyarak olumsuz kimliğini kanıtlamaya çalışabilir. Şiddet eylemcileri, teröristler bunlara örnek gösterilebilir. Bunlar içinde en çarpıcı örnek, hem de kendi yurdumuzdan hiç şüphesiz ki MEHMET ALİ AĞCA’dır. Zemzem kuyusuna işeyerek üne kavuşan insan gibi, o da değer verilen insanları öldürerek ünlü kişiler arasına girmiştir. 
 


       Aile Tiplerine Göre Çocuğa Verilen Önem
      ÇOk SEVEN-KOLLAYAN, GEVŞEK DİSİPLİNLİ AİLE
Çocuğa büyük sevgiyle bağlanmışlar ve tam benimsemişlerdir. Çok sıcak, verici ancak çok koruyucu ve kollayıcıdırlar. Tüm yaşamlarını çocuğa göre düzenlemiğlerdir. Yalnız çocuk için yaşıyor gibidirler; bir dediğini iki etmeyip her istediğini yaparlar.
SIKI DİSİPLİNLİ, SEVECEN AİLE
Bu aileler de çocuklarına karşı sevecen, ilgili ve çok düşkündürler. Çocuğun tüm maddesel ve ruhsal gereksinimlerini ellerindeki imkanlar ölçüsünde karşılamaya çalışırlar. Çocuğun sağlığı ve öğrenimi için hiçbir özveriden  ve masraftan kaçınmazlar.
BASKICI-İTİCİ SEVGİSİZ AİLE
   Bu tip ailelerde gence küçüklüğünden beri yeterli sevgi ve sevecenlik ayrıca ilgi de gösterilmemiştir. Aile ortamı gergin, ilişkiler ise düşmancadır. Bol eleştiri, azar, aşağılama ve dayak  atma vardır.
SEVGİSİ YETERSİZ, DİSİPLİNİ GEVŞEK AİLE
Bu aileler çocuğa karşı ilgisiz ve ruhsal gereksinimlerine karşı da duyarsızdırlar. Çocuk ayak altında dolaşmadıkça, ağlamadıkça ya da bir muzırlık yapmadıkça, canlarını sıkmadıkça  ilgilenmezler.
     PARÇALANMIŞ AİLEDE GENÇ
Ölüm veya ayrılık gibi  nedenlerle bölünmüş ailelerde büyüyen çocukların gençlik çağında çok değişik uyum sorunları ortaya çıktığı gözlenmiştir. Çocukluğu babasız geçmiş bir genç erkek, genellikle bir genç kızdan daha çok sorunlarla karşılaşmaktadır.
SEVEN, BENİMSEYEN, DEMOKRATİK AİLE
Çağdaş bir ailedir. Ana-baba arasında saygı vardır. Sorunlar buyruklarla değil, konuşarak ve tartışarak çözümlenir. Evde gerginlik yerine, herzaman ılımlı bir hava hakimdir.
GELENEKSEL, ATAERKİL AİLE
Geleneksel Türk ailesinde babanın asla tartışılmaz ve salt otoritesi vardır. Evde ilk ve son sözü söyleyen babadır. Babayla çocuk arasında, genellikle korkuyla karışık saygılı ve edepli bir uzaklık vardır.
    (Yazı dizimizin ikinci bölümü de burda bitti.Üçüncü ve son bölümde görüşmek üzere.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder