21 Temmuz 2013 Pazar

KÖTÜ HABER NASIL VERİLİR





                    Kötü bir haberi en güzel biçimde vermek!..

             KÖTÜ HABER VERME TEKNİKLERİ

                            
İstanbul'da bir üniversitede okuyan genç bir kız Ankara'daki babasına günün birinde telefon ederek şöyle demiş:
       -"Baba, merhaba. Ben Lale...." demiş. Babası:
       -"Ooooo. Güzel kızım benim. N'abersin oralarda  bakalım?..." demiş. Kızı da:
       -"Hiç sorma babacığımm. Bu aralar hiç keyfim yok valla..." demiş. 
       -"Hayırdır kızım? Bi sorunun mu var yoksa?..." deyince, kız  numaradan ağlamaya başlar; babası ise üzüntü ve meraktan kafayı yemek üzeredir. Sorar: 
       -"N'ooldu kızım? Anlatsana..."der. Kızı da: 
       -"Murat evi terketti baba. Boşanmak istiyormuş..." deyince, babası biraz merak ve biraz da telaşla: 
       -"Ne evi lan? Ne boşanmasi? Sen haberim olmadan ne zaman evlendin de boşanıyorsun?..." dedi. Kızı cevapladı:  
       -"Babacığım, hani senin hiç hoşlanmadığın esrarkeş çocuk vardı ya. İşte ben onunla evlendim." dedi.  Babası da:
       -"İyi halt ettin, zilli budala seni!.. Neyse, artık yapacak bi şey yok. Versin mahkemeye, hemen boşanın..." dedi. Kızı da:
       -"Boşanalım boşanmasına ama, benden 10 milyar istiyor be babam. Eğer vermezsem, iyi zamanlarımızda çektiği çıplak fotoğraflarımı, İnternetten herkese seyrettirecekmiş...." deyince babası sinirden köpürdü... 
       -"Püüh. Ahlaksız, Rezil... Bir de çıplak fotoğraf çektirdin, öyle mi?"
       -"Ama babacığım. O zamanlar o benim kocamdı. Ne biliyim böyle bir puştluk yapacağını." dedi. Babası da:
       -"Tamam. Olan olmuş artık.Yapıcak bişey yok. Parayı da düşünme, yarın havale ederim ...Öğleden sonra Bankaya gidip çekersin; sonra da o kahrolası iğrenç resimleri alıp yakarsın ..." dedi. Kızı:
      -"Sagol babacığım. Eeee. Şey...Bi de kürtaj için 2 milyara ihtiyacım var..." deyince, adam artık iyice fenalaşır. Hem sinirden,hem de üzüntüden bayılmak üzeredir...  Boguk bir sesle konusur:
        -"Kürtaj mı? Bi de hamile mi kaldın o adi heriften sen?..."
        -"Aslında ondan değil... Zenci bi çocuk vardı...Zaten o yüzden ayrılıyoruz ya...." Adam  artık bayıldı bayılacak. Nabzı yükselir, tansiyonu düşer, artık neredeyse inleyerek konuşmaktadır:
       -" Biz seni oraya ne için yolladık be kızım. Sen ne haltlar çevirmissin. Allahım. Nedir bu başımıza gelenler...Bana bak kız, okulu bititir bitirmez hemen Ankara'ya dönüyorsun, yoksa senin bacaklarını kırarım..."der. Kızı da: 
        -"İstersen hemen şimdi de dönebilirim babacığım. Çünkü ben geçen yıl okuldan da atıldım ..." deyince, adam masanın üzerindeki soğuk su dolu sürahiyi başından aşağıya devirir ve ancak bu şekilde konuşmasını sürdürebilir:
       -"Ne! Birde okuldan da mı atıldınn? Hani birlikte avukatlık yapacaktık, kız zilli?...Eh ulan? Sen hele bi  buraya gel. Ben sana yapacağımı bilirim. Evden dışarıya adım attırmıycam sana. İlk isteyenle de hemen evlendiricem seni...." dedi. Kızı da: 
        -"O iş biraz zor be baba. Biliyorsun, moda oldu, artık evlenmeden önce eşler birbirlerinden sağlık raporu istiyorlar... Ben pek de iyi bi rapor sunacağımı zannetmiyorum ..." dedi. - Babası da:
        -" Allahım, çıldıracağım... Bir de cinsel hastalıklar haaa.....Kesin o zencidendir..." dedi. Kızı da:
        -"Ne bileyim baba, çok pis arkadaşları vardı. Bilmem artık, kimbilir hangisinden kapmışımdır..." deyince birden güm diye bir ses duyulur. Adam kısa bir süre için kendinden geçmiştir; ancak hemen kendisini toparlayıp tekrar telefonu alır.
        -"Hemen bu aksam dayını yolluyorum oraya. Seni alıp gelecek. Çabuk bana adresini ver hemen..."  Kızı da der ki:
        -" Mahmutpaşa Karakolu'ndayım... Gelirken kefalet için de biraz para getirsin yanında..."
        -"Karakol mu?..." der babası iyice sinirlenerek. -"Bi de karakola mı düştün layyynnn? Ne yaptın kızım sen?...." deyince  kızı da ona:
        -"Dün kafam çok bozuktu be baba, çok içmişim. Araba kiralayıp dolaşmaya çıkmıştım. O sarhoş kafayla da Arnavutköy'de  bir börekçi dükkanına girdim. Ama neyse ki ucuz atlattım, kimse ölmedi. Dükkan sahibiyle, kiralik araba firmasına da biraz para vermek gerekicek sanırım..." deyince, Adam artık iyice fenalaşmış, hatta fenalasmak ne kelime; adeta kahrolup yıkılmıştır. Telefonda kısa bir sessizlikten sonra, kız tekrar konusmaya baslar:
           -" Sakın üzülmeyesin babacığım. Bütün bunların hepsi bir şakaydı. Ben sadece sınıfta kaldığımı söylemek için aramıştım..." Bunun üzerine kızın babası büyük bir sevinçle ve mutlulukla bağırır :
            -"Canın sağolsun be güzel kızım, boşveeerrr. Okul da neymiş? Hiç mühim değil, senin tatlı canın sağolsun yeter...."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder