SARI KIZIN EFSANESİ
"Sarıkız", Çanakkale iline bağlı Ayvacığın bir köyünde
ailesi ile birlikte yaşarken,küçük yaşta annesini kaybeder ve babasıyla yaşamaya başlar. Babası da sarıkıza der ki: “Sarıkızım benim, biliyorsun
anneni çok severdim, burada benim için çok hatırası var,oyüzden anneni burada unutmam çok zor oluyor.Gel buradan
göçelim" der. Ve sonra da Kazdağlarının eteğindeki Güre köyünün yakınlarında bulunan
Kavurmacılar köyüne gelerek oraya yerleşirler. Burada çobanlık yaparak geçimlerini
temin ederler. Kısa bir müddet içinde köyde çok sevilirler. Köyün yaşlıları, gençleri sarıkızın
babasına akıl danışırlar. Köylüler sarıkızın babasının ermiş olduğunu düşünürler. Aradan yıllar geçer. Sarıkız serpilir, büyür ve çok güzel bir kız
olur. Babası da yaşlanır. Aklında hep hacca gitme fikri vardır. Hacca
gidebilmek için namazında niyazında sürekli Allah’a yalvarır. Sarıkız babasının
bu isteğini yerine getirmesi için onu teşvik eder. Babasına artık büyüdüğünü,
kendisine bakabileceğini, artık daha fazla yaşlanmadan hacca gitmesi iyi olacağını
söyler. Babası da kızını komşusuna emanet eder, ve o sene hacca gider. Fakat, o zamanlar hacca
gitmek şimdiki gibi uçakla, iki saatte değil, belki üç-dört ay, belki de daha fazla, yaya olarak
gidiliyor.
Sarıkızın babası
hacca gittikten sonra, köyün bütün delikanlıları, Sarıkıza talip olurlar. Ailelerine onu istetirler, fakat, Sarıkız
hiçbirine yüz vermez. Onlarda bu duruma çok kızıp, dedikodu yayarak Sarıkıza iftira
ederek ondan intikam almak isterler...
Sarıkızın babası
hacdan dönünce kimse yüzüne bakmaz, selamını almazlar. Sarıkızı teslim ettiği
komşusuna bunun sebebini sorduğunda, Sarıkızın kötü yola düştüğünü söyler. Sarıkızın babası
çok üzülür, günlerce düşünür. Adet olan hac hayrını da yapamaz. Ozamanın adetlerine göre, köyde yaşayabilmesi için
namusunu temizlemesi gerekmektedir. Fakat çok sevdiği kızını öldürmeye de kıyamaz. Sonra ne yapacağına karar verir.
Yanına aldığı birkaç kazla, kızını, kazdağının zirvesine götürüp oraya bırakır.
Orada yabani hayvanlara yem olacağını düşünür.
Aradan
birkaç yıl geçer. Bayramiç tarafından gelen yolcuların dağda yollarını kaybettiklerinde, darda kaldıklarında, kendilerine sarı
bir kızın yardım ettiğini, yol gösterdiğini, söylerler. Kazlarının
olduğunu söylerler. Hatta bu kazların bir gün Bayramiç ovasına inerek, çiftçilerin mahsülüne
zarar verdiğini, köylülerin de bu durumu sarıkıza söylemeleri üzerine, Sarıkızın
eteğine doldurduğu taşları saçarak, bir avlu oluşturduğunu, kazlarında artık
aşağılara inmediğini söylerler... (Kaz avlusu diye anılan bu alanın duvar
kalıntıları günümüzde hala varlığını korumaktadır.Yolunuz o tarafa düşerse siz de görebilirsiniz.)
Bütün bu
hikayeleri dinleyen baba, bunun Sarıkız olabileceğini düşünür. Ve bir gün dağın yolunu
tutar, zirveye vardığında, duvarlarla çevrili kazların bulunduğu bir alanla
karşılaşır. Kızını bugün "sarıkız tepe" diye anılan yerde bulur. Sarıkız, babasını
gördüğüne çok sevinir. Ona saygı ve hürmette kusur etmez. Babası, namaz vakti geldiğinde, namaz kılmak için
abdest almak ister. Sarıkız, abdest alması için babasının eline su döker. Babası
bu suyun tuzlu olduğunu söyler. Sarıkız da, aceleden yanlışlıkla denizden aldığını
söyler ve testisini vadilere doğru uzatır. Yeni doldurduğu suyu babasının eline
döker. Babası buz gibi tatlı suyu tadınca, kızının erdiğini,bir evliya olduğunu anlar. O sırada siyah
kara bir bulut gökyüzünü kaplar ve Sarıkız o anda kaybolur. Babası kızının erdiğine,
sırrı da açığa çıktığı için kaybolduğuna kanaat getirir. Kızına iftira
edildiğini anlar ve o köye ve köylülere beddua eder.
Bugün artık, Kavurmacılar köyünde yaşayan hiç
kimse kalmamış, muhtar da, köy mührünü, köyde yaşayan kimse kalmadığı için, Kaymakamlığa
teslim etmiş ve köyün adı kütükten silinmiştir.
Sarıkızın babası, üzüntü ile
tepelerde dolaşırken, bugün "Baba tepe" denilen yerde ölür. Yöre halkı Sarıkıza ve
babasına dağın yassı taşlarını üst üste koyarak mezar yaparlar. Sarıkızın
mezarının olduğu tepeye "Sarıkız tepe", Babasının bulunduğu tepeye "Baba tepe"
derler. Yöre halkı her yıl ağustos ayında Sarıkızı ve babasını anmak için
buralara çıkarlar.




Hiç yorum yok:
Yorum Gönder