5 Ağustos 2013 Pazartesi

İKİ KARDEŞİN İBRETLİK HİKAYESİ...





                              Halil İbrahim Berektinin Aslı

Vaktiyle birbirini çok, ama çok seven iki kardeş varmış
Büyüğünün adı Halil....
Küçüğünün ise İbrahim...
Halil, evli ve çoluk çocuğa karışmış.
İbrahim ise daha bekarmış...
Bu iki kardeşin ortak bir tarlaları varmış...
Herzaman ne mahsul çıkarsa, ikiye  pay bölerlermiş..
Böylece geçinip giderlermiş...
Bir yıl, yine buğdayı harman yapmışlar.
Ve herzaman ki gibi ikiye ayırmışlar....
İş kalmış taşımaya....
Halil, hemen bir teklif yapmış :
İbrahim kardeşim ; "Ben gidip çuvalları getireyim. 
Sen de burda buğdayı bekle." demiş.
"Peki abi" demiş İbrahim...
Ve Halil gitmiş çuval getirmeye....
O gidince, şöyle düşünmüş İbrahim:
Abim evli ve üstelik  çocukları var. 
O'nun evine daha çok buğday lazım
Böyle demis ve,
Kendi payından bir miktar atmış onunkine...
Az sonra Halil çıka gelmişelinde çuvallarla.
Haydi İbrahim kardeşim...! 
Demiş, önce sen doldur da, taşımaya başla ambara.
Peki abi...!
İbrahim, kendi yığınından bir çuval doldurup düşer yola..

O gidince, Halil'i düşünür bu defa:
Der ki:
Çok şükür, ben evliyim, kurulu bir düzenim de var.
Ama kardeşim hala bekâr.
O daha çalışıp, para biriktirecek. 
Ev kurup evlenecek.
Böyle düşünerek,
Kendi payından atar onunkine birkaç kürek.....
Velhasıl, biri gittiğinde, öbürü, kendi payından atar onunkine.
Bu, böyle sürüp gider.....
Ama birbirlerinden habersizdirler.
Nihayet akşam olur.
Karanlık basar.
Görürler ki, bitmiyor buğdaylar.
Hatta azalmıyor bile....

Hak teala bu hali çok beğenir.
Buğdaylarına bir bereket verir, bir bereket verir ki ...
Günlerce taşır iki kardeş, bitiremezler.
Çok şaşırırlar bu işe...
Durmadan çoğalır buğdayları.
Dolar tasar ambarları.
İşte, bugün "Bereket" denilince, bu kardeşler akla gelir.
Bu bereketin adı ise :

"Halil İbrahim bereketi" dir...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder